Maestro
Haydarpaşa Garı ve Varolmanın Doğası
["Haydarpaşa Garı ve Varolmanın Doğası" ft. Maestro için şarkı sözleri]

[Kısım: I: Haydarpaşa Garı]

[Verse 1: Şiir!]
Doğduğun günden beri bileklerin halatlara bağlı
Hürriyet ki'tli kapı, sokak anahtara çağrı
Bu kirli bir kumar ve her şey zar atmana bağlı
Hayat her sene daha sert, şarap daha pahalı
Ve neden delirdiğini sorgularlar (Haha!)
Önüne dizerlerken aşılması zor duvarlar
Ki umut söndüğünde gözlerinde korku parlar
"Kefenin cebi yok" diyo'ken cebini kefenlerle dolduranlar
Şehir bilir satmayı, sen yeter ki al façayı
Ve bazen sevdin bile bu ahlaksız kargaşayı
Sabaha karşı bi' bankta omzunda saçlarını
Sevdiğin bi' şarkı varken izlemek Haydarpaşa'yı
İşte böyle hapseder seni
Hem seni aşık eder hem ruhunu gasp edenleri
"Rolünü oyna" der her sabah farklı maskeler verip (Hah!)
Akşam veda eder cesetlerine gazeteler serip
Şiir! (Şiir!)

[Nakarat: Prodigy & [?]]
I got you stuck of the realness
[?]
I got you stuck of the realness
[Verse 2: Maestro]
Bu bi' korku filmi (Ah!), boyna halatı bağla
Tokatı patlatırken düzen surata kaderim atar nara
Bağrı yanık bi' türkü söyler dayı; alt geçitte kim eşit?
Ve devlet saray demek, bur'da varoş eşittir mağara
Geçir atakları (Ah!), yorgun göz kapaklarım
Baba dayağı gibi gelir sesim, halk ayaklanır
Köşede kaydıranları, bu zehri satanları yakala
Bi' çok genci toprak aldı çıkmamışken sakalları (Brr!)
Sokakta mücadele ver ölüm ederken lades
Pesten okunur selamız tabutta, çekece'n arrest
Meta World, peace Berk, Maestro Ron Artest
"Hayat müşterek" derken lan finalimiz mukaddes
Kefenin cebi de olsa para mı koyaca'm sandın oraya?
Sonumuz hayır ola, düşeriz oyununa, cebini doyurana (Ha?)
Doğrulttum kalemi şakaklarından kan gelene kadar
Sık'ca'm, kazan'ca'm ipte, hep mi sen kazan'ca'n?

[Nakarat: Prodigy & [?]]
I got you stuck of the realness
[?]
I got you stuck of the realness

[Kısım II: Varolmanın Doğası]

[Giriş: Şiir!]
*boğaz temizleme*
Yeah!
*iç çekme*
Bu biraz zor ol'cak, ah!
Yeah!
[Nakarat: Şiir!]
Yok olmak var olmanın
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Var olmanın doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Boğazımda kan

[Verse 1: Şiir!]
Şu kalın perdenin dışında seyir zevkim
Zifiri her yerim, ışıksa zehir
Bi' rahip ve katile yer verir hışımla şehir
Ve anlarsın; hiç kimse bu çemberin dışında değil
Farkındalık başının güzel belası
"Yüküm çok ağır" derken omuzlarına düşer fenası
Düzensiz bir evrende faydasızdır düzen telaşı
Bu yüzden hayallerine küser her âşık
Anla artık!
Hiçbir şey mükemmel değil
Kendisi dahi mükemmelliğin
Canavarlar bilek öpmeyi bilmez, bükerler şiir
Neyse ki er ya da geç ölümün eline düşer benliğin
Her kimsen her kimsin! Tadarsın mağlubiyeti
Ucuz açgözlülüklerin genelde pahalı diyeti
Benden aldığı herkes için ölümü boğasım da var
Fakat anlıyorum
[Nakarat: Şiir!]
Yok olmak var olmanın
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Var olmanın doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Doğasında var, doğasında var
Bu yüzden ölesim de var yeniden doğasım kadar
Boğazımda kan (Boğazımda kan)

[Verse 2: Şiir!]
Yürü ve yutkun
Kendine cevapsızsın, sürüne suskun
Biriktirdiğin şu travmaları on binlerce ürüne kustun
Fakat tüketerek tükenmiyordu çürüme tutkun
Ve hayat çoğu zaman sormuyor: "Tercihin ne?"
Özgürlük buluyorsun ölüme dair her şiirde
Yüzleşirken benliğinle hikaye son buluyor
Hep babanın kemerinde, annenin terliğinde
Sürekli aynı duvara toslamanın
Çaresizliğiyle bitkin düşmek nedir?
Bazen evin dahi yabancıdır
Ve çare sandığın sokaksa döverek öğreten bi' güç mektebi
İçine doğduğun ev pek alçakken beklentiler yüksektedir
Elinden yalnızca kabusunla barışırken hayallerine küsmek gelir
Üstünde büyüdüğün asfaltın yalnız üç metrelik derininde sonsuz uyku
Ruhun yol yorgunuydu
Dondurma minibüsünün mahalledeki son turuydu
Küçükken korku buydu, büyümek zordu kuytu yeryüzünde
Ya kaçmak istediğin her akşam seni zapt eden şu dikenli tel hüzünse?
Yaşadıkça öğrenirsin; daima bi' yarım kalmışlık gizlidir her bütünde
Ama boş ver, gülümse
Durmuyor saat nedense
Fos çıkar sana sattıkları her vaat genelde
Hafızalar kirli indirimli ürünlerin kaldırımda satıldığı mahallelerde Şiir!