Sagopa Kajmer
Saklama Bulurlar
[Verse 1]
Bendeki zaman trafiği tıkalı, akmıyor ileri bazı bazı
Fikrim aynı yerlerde turlar attı, farklı şeylere aynı takıntı
Boğaza düşmek gibi sürükler akıntı
Kaçmayı deneyen ayakkabısının bağcıklarına takıldı, aklı başından atıldı
Geri gidiyor güvenimin hassas ayakları
Hayat ormansa ben ormanın narin kavakları
Pek bir sakin keçiyim inatla büyütürüm haylaz oğlakları
Onlar sever hikayesi üstünde hisli şarkıları
Yağmuru çekerim ıslatırım ahmakları
Ancak atlı karıncaları ezemez insanın ayakları ve zincir vuramaz
Kapısına içimdeki rengarenk lunaparkın hiç kimse
Anlamsız arsızlıklardansa anlamlı iştahsızlık olsun farkın
Üstüne yakışan tavrı takın
Yalnızın içinde can gövdeyi götürürken bilmezler onlar serseri kurşunlar
Anlattığı hikayelеrde anlatmadıkları ölüleri saklarlar
Kafes sevmeyen yabani hayvanlar gibidirler sırlar, fare gibi üfleyerek ısırırlar

[Nakarat]
Belki bu sondan bir önceki günüm kim biliyor ki yarını?
Saklandıkları inden çıksınlar sobeleyelim sırları
Masamın üstü dolu eski dostların kesik kafataslarıyla

Ben söylüyorum onlar gayet iyi anlar
Saklanan sözlerle saklambaç oyunlar
Gördüklerim kadar saklananlar var asıl onlar saplanan bıçaklar
Saklanan kaçaklar, saklanır yaşarlar
Saklama bulurlar eninde sonunda
Saplanan bıçaklar, saklanan kaçaklar
Saklama bulurlar eninde sonunda
[Verse 2]
Çığ düşmüş kaya parçası gibi örtülü gizlerin üzeri
Güzel renkleri olsa da net göremiyor gözleri belli
Titretsinler telleri bam
Dolsun içleri gam
Ben onlara aldırmam
Bir aslanım ama saldırmam bundan saldırganlara alınmam
Tanıdık bıkkınlıklar bunlar bilindik yorgunluklar
Tanımsız hazımsızlık ileri derece arsızlıkla burun buruna
Durun! Önce dinleyin sonra vurun
Mantığımı kavrayın aklınızı yorun
Bombalarınızın saatini kurun, kim önce patlar haydi bulun
Aslında her şeyden haberim var ve de yapıştım kalemin yakasına
Sonra da peşine kağıdı koydum bıraktım sorgu masasına
Ben onları öylece bıraktım vicdanın azabına
Böylece gördüm ben onların işleri kaldı azabın vicdanına
Haydi gir kapımdan içeri,kendinden dışarı çık
Var mı ki ben gibi açık konuşan bir kaçık?
Makasım yalanın saçını kesiyor, saçları saçık
Sigaram gibi bitiyorsunuz en güzel yerinde, bana yutkunmalar kalıyor

[Nakarat]
Belki bu sondan bir önceki günüm kim biliyor ki yarını?
Saklandıkları inden çıksınlar sobeleyelim sırları
Masamın üstü dolu eski dostların kesik kafataslarıyla
Ben söylüyorum onlar gayet iyi anlar
Saklanan sözlerle saklambaç oyunlar
Gördüklerim kadar saklananlar var asıl onlar saplanan bıçaklar
Saklanan kaçaklar, saklanır yaşarlar
Saklama bulurlar eninde sonunda
Saplanan bıçaklar, saklanan kaçaklar
Saklama bulurlar eninde sonunda