Üvey
Samsun 216
[Verse 1: Ağaçkakan]
Bu ne boktan irtifa
Düşsen düşülmez
Paraşüt, delikler, gelirler, giderler
Böyle süregelen
Tahammül ettiğim kaçıncı yolculuğun
Seyyahı sırtına kendi evini inşa eder
Samsun
Burada kal, Karadeniz’de aynı çukura, aynı adamı, aynı anda bırak
Metro Turizm'in en saygıdeğer yolcusuyken, vasıtam pert Teşebbüsüm keyfe keder
Ben bu krematoryuma ve onun avlusuna
Poseidon'un elleriyle bırakılan anka
Yani terk edilmеdim, azad edildim
Bilakis okyanuslar boyumu geçse bilе etim yanar, teşekkür ettim!
Akşam, saat altı tam, duvara doğru bak
Günün birinde viran sigara fabrikan
Kekre koku tuhaf bu şehre dünya da düz
Ne beşinci kat bizden alt ne yedinci kat bizden üst

[Verse 2: Type Wheel]
Burada günaydınlar anlamazsın ani olur
Gelin, gelin bu dört katlı apartman hep cani dolu
Unutmak istesen de bi’ göt gelir mani olur
Yat kalk aynı fark yok geldi sonum, koptu kolum
Bırak kaç inan aklındaki bit pazarı
Durak say içindeki paslı her mezarı
Elimde mermi zarı, kırıp döker her insanı
Bu tablo yıkık dökük çelik zarif mezar çanı
Bir cümle kadar kısa olmasaydın, aldanırdım
Daha önce, daha önce çalmasaydın
Deniz kıyısında viraneler kurmasaydın
Durmasaydın zaman
Ne olurdu sanki durmasaydın?
Savaşma, mecbur kalsan da savaşma!
Çünkü kaybedersin, çünkü vazgeçersin telaştan
Mahrum ceddim, aklımda tek bir şehir var
Yaşıyorum bir gün ulan, bir gün deyip, inançla