Şam (TUR)
Çok Derin
[Intro: Şam]
(Hmm), ya

[Nakarat: Şam]
Sikeyim terk eden bütün o dostları, hayrı yok yanımda kalanın da
Çünkü biliyorum hep yalnız kalırsın dara düştüğün zor zamanında
Derde boğar seni kaderin, ölümü beklersin dört duvar arasında
Gerçek beni, ancak bulursun bakarsan gözlerimin kısık arasından
Sikeyim terk eden bütün o dostları, hayrı yok yanımda kalanın da
Çünkü biliyorum hep yalnız kalırsın dara düştüğün zor zamanında
Derde boğar seni kaderin, ölümü beklersin dört duvar arasında
Gerçek beni, ancak bulursun bakarsan gözlerimin kısık arasından

[Verse 1: Şam]
Kararınca gece ölümle yaşamın arafında (arafında)
Beklerim sabahı sanrılar döner dört tarafımda (tarafımda)
Her yanımda kül, geçmişimde dün, istesem de dönmek geriye
Sade bir düşüm, sahte her gülüş, elde değil ki bak dönme geriye
Eser yok eski halimden (ya), esen bu rüzgarlar götürdü (ah)
Şehirde tüm herkes yaşarken (ah), aslında tüm herkes ölüydü (ah)
Mezarlık olmuştu mahalleler (ah), cennetlik duvarlar örüldü
Gördüğüm caddeler karanlık ve inan cehennemden bile daha da kötüydü
Çözülmüyo' ve de hiçbir sorun (ya) iyice bu boka batıyorum (ah)
Paranın esiri insanlık, duygular satın alınıyor (alınıyor)
Yalnız içiyorum bu gece (bu gece) kadehim bana konuşuyor (konuşuyor)
Yaşamak istedim ben de bir zamanlar fakat kader dedi bana oluru yok
[Nakarat: Şam]
Sikeyim terk eden bütün o dostları, hayrı yok yanımda kalanın da
Çünkü biliyorum hep yalnız kalırsın dara düştüğün zor zamanında
Derde boğar seni kaderin, ölümü beklersin dört duvar arasında
Gerçek beni, ancak bulursun bakarsan gözlerimin kısık arasından
Sikeyim terk eden bütün o dostları, hayrı yok yanımda kalanın da
Çünkü biliyorum hep yalnız kalırsın dara düştüğün zor zamanında
Derde boğar seni kaderin, ölümü beklersin dört duvar arasında
Gerçek beni, ancak bulursun bakarsan gözlerimin kısık arasından

[Verse 2: Xir]
Bakarsan görürsün gerçeği gözlerin karasında, kaldın mı arasında?
Bir kere doğrudan saparsın yanlışa, olmasa yapasın da
Mecburiyet gibi seçersin serseri hayatı veyahut memuriyet gibi
Düzen beni memnun etmedi kuzen, fazla gelirim ülkeye Cumhuriyet gibi
Ama bu rulet (rulet), yürü yolu hep (hep)
Bakmadan arkana bir kez (bir kez), yok geri vites
Full ileri, varışı görene dek ama bazen de önünü görememek gibi
Yaşarsın döngüyü ölene dek, yürek mazgal asla deme asla (asla, asla)
Kendini bilirsen kulağında çalar hep en güzel sazlar
Tüm desteni oluşturur aslar
Ve bir daha kadere yenilmen imkansız asla (asla)
İnanma her duyduğunu hepsi masal
Aşar boyunu bu okyanus çok derin

[Outro: Xir, Şam]
Çok derin, çok derin, çok derin
(Hmm)
(Hmm-mm-mm-mm)