Fornicras
Rush Türkçe Çeviri
[Verse]
It's two in the morning
Sabah iki

Baby, you're still mourning
Bebeğim, sen hala yas tutuyorsun

"All of the times we had, all of the times we had"
"Sahip olduğumuz zamanlar, sahip olduğumuz zamanlar"

What you been thinking?
Ne düşünüyorsun?

I don't know what to believe in
Neye inanacağımı bilmiyorum

"What you believe? What you believe?"
"Neye inanıyorsun? Neye inanıyorsun?"

"Then why do you leaving?"
"O zaman neden gidiyorsun?"

It's the time that we had
Sahip olduğumuz zaman

I was just running it forward
Sadece ileriye doğru koşuyordum

"Fuckin' around the city, you were in her ride at 4?"
"Siktiğimin şehrinde, saat dörtte onunlaydın?"

We were just like foes in the bedroom
Yatak odasında düşman gibiydik

Til' that Henny rush in your veins
Ta ki Henny damarlarında dolaşmaya başlayana dek


[Bridge]
All those drugs are filling all your brain, now
Şu an tüm bu uyuşturucular beynini dolduruyor
You let my voice fill you like the pain
Sesimin seni acı gibi doldurmasına izin verdin

And I will touch your body
Ve ben vücuduna dokunacağım

And you're done now
Ve şu an bittin

And she's like:
Ve o şey gibi:

[Hook]
"I will never let you fuck me again"
"Bir daha beni becermene asla izin vermeyeceğim"

"What happened I just wanted to be a friend"
"Ne oldu böyle sadece arkadaş olmak istedim"

And I feel the rush in your body
Ve vücudundaki telaşı hissediyorum

I feel the rush under your skin
Teninin altındaki telaşı hissediyorum

[Bridge 2]
(Told you that I will be missing )
Özleyeceğimi söylemiştim
(Told you that there will be regret)
Pişmanlık olacağını söylemiştim

(No matter how bad I miss you)
Seni ne kadar fena özlediğimin bir önemi yok

(I will never ever call back)
Bir daha asla aramayacağım

[Verse]
I remember everything in that hotel room
Otel odasındaki her şeyi hatırlıyorum

I was out of my shell, you know, I assume
Kabuğumun dışına çıkmıştım, bildiğini varsayıyorum

Sometimes feels like you're around me
Bazen etrafımdaymışsın gibi hissettiriyor

Sometimes feels like that I need you
Bazen sana ihtiyacım varmış gibi hissettiriyor

I don't wanna feel it
Bunu hissetmek istemiyorum

I don't wanna miss you
Seni özlemek istemiyorum

I don't wanna need your love around my lies
Yalanlarımla çevriliyken senin aşkına ihtiyaç duymak istemiyorum

[Bridge]
All those drugs are filling all your brain, now
Şu an tüm bu uyuşturucular beynini dolduruyor

You let my voice fill you like the pain
Sesimin seni acı gibi doldurmasına izin verdin

And I will lick your body
Ve ben senin vücudunu yalayacağım

And you're done now
Ve şu an mahvoldun

And she's like:
Ve o şey gibi:

[Hook]
"I will never let you fuck me again"
"Bir daha beni becermene asla izin vermeyeceğim"

"What happened I just wanted to be a friend"
"Ne oldu böyle sadece arkadaş olmak istedim"

And I feel the rush in your body
Ve vücudundaki telaşı hissediyorum

I feel the rush under your skin
Teninin altındaki telaşı hissediyorum