Genius Translations
The Weeknd - I Was Never There (Türkçe Çeviri)
[Verse]
What makes a grown man wanna cry?
Yetişkin bir adamı ne ağlatır?
What makes him wanna take his life?
Ne onun hayatına son vermek istemesine sebep olur?
(Yeah)
His happiness is never real
Mutluluğu hiçbir zaman gerçek değildir
(Real, real, real, real)
And mindless sex is how he feels, ooh, he feels
Ve düşüncesiz seks nasıl hissettiğidir, ooh, o hisseder

[Chorus]
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter (it don't matter)
Önemi kalmayacak
It won't matter (matter)
Önemi kalmayacak
When it's time, when it's time, when it's time (time, it's time, babe)
Zamanı geldiğinde (zaman, zamanı, bebeğim)
It won't matter (it won't matter, babe)
Önemi kalmayacak (önemi kalmayacak, bebeğin)
It won't matter (ya)
Önemi kalmayacak
It was like he was never there
O hiç orada değilmiş gibiydi
(It was like he was never there)
(Hiç orda değilmiş gibiydi)
It was like he was gone in thin air, oh
O, ince havaya karışmış gibiydi
When it's time, when it's time, when it's time, oh baby
Zamanı geldiğinde, zamanı geldiğinde, oh bebeğim
It won't matter, it won't matter, baby
Önemi olmayacak, önemi olnayacak, bebeğim
[Post-Chorus]
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter, it won't matter
Önemi kalmayacak
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter, it won't matter
Önemi kalmayacak
It was like he was gone in thin air, oh
O, ince havaya karışmış gibiydi
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter, it won't matter, baby
Önemi olmayacak


[Interlude]
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter, it won't matter
Önemi olmayacak
When it's time, when it's time, when it's time
Zamanı geldiğinde
It won't matter, it won't
Önemi olmayacak
[Bridge]
Ooh, now I know what love is
Ooh, aşkın ne olduğunu biliyorum
And I know it ain't you for sure
Ve sen olmadığından eminim
You'd rather something toxic
Sen zehirli bir şey istiyorsun
So, I poison myself again, again
Bu yüzden, kendimi tekrar zehirliyorum, tekrar
'Til I feel nothing
Hiçbir şey hissetmeyene dek
In my soul (in my soul)
Ruhumda
I'm on the edge of something breaking
Bir şeylerin kırılma noktasındayım
I feel my mind is slowly fadin'
Aklım yavaşca soluyor gibi hissediyorum
If I keep going, I won't make it
Devam edersem, başaramayacağım
If I keep going, I won't make it
Devam edersem, başaramayacağım

[Outro]
And it's all because of you
Ve hepsi senin suçun
It's all because of you
Senin suçun
It's all because of you
Senin suçun
It's all because of you
Senin suçun
Woah woah
Woah woah
Don't you, baby, hey
Değil mi, bebeğim
It won't matter, baby
Önemi olmayacak, bebeğim
Don't you know?
Bilmiyor musun?
Don't you know?
Bilmiyor musun?
Ooh, no
Ooh, hayır