Fikret Kızılok
La Vie Est Brêve
[Hook]
La vie est brève
Un peu de rêve
Un peu d'amour
Et puis bonjour
La vie est vaine
Un peu de peine
Un peu d'espoir
Et puis bonsoir

[Recitative]
Sofya'da hayat güzel geçiyordu
Fransızcamı geliştirmiştim
Ne de olsa davetli sürgün hayatı
Diplomatik misyonların davetleri
Ziyafetler, açılışlar, akşam yemekleri...
Memleketim için ne gerekiyorsa
Buradan yapmaya çalışıyordum
Arkadaşlarımla yazışmayı hiç aksatmadım
Zaman bizim zamanımızı bekliyordu

[Hook]
La vie est brève
Un peu de rêve
Un peu d'amour
Et puis bonjour
La vie est vaine
Un peu de peine
Un peu d'espoir
Et puis bonsoir
[Recitative]
Bir gün Sofya'nın müzikli bir çay bahçesinde
Birden yanı başıma bir Bulgar köylüsü geldi
Garson, onunla ilgilenmekten hoşlanmadı
Köylü: "Bulgaristan, benim çalışmamla yaşatılıyor."
"Bulgaristan benim tüfeğimle korunuyor."
"Verin çayımı pastamı, alın parasını." dedi
Ben de köylüden yana çıktım
"Benim de köylüm böyle olmalı." dedim
"İşte böyle olmalı!"

[Hook]
La vie est brève
Un peu de rêve
Un peu d'amour
Et puis bonjour
La vie est vaine
Un peu de peine
Un peu d'espoir
Et puis bonsoir

[Recitative]
Dimitrina, General Ratçov Patrov'un kızıydı
Onunla sık sık beraber olmak durumundaydık
Babası Bulgar müdafaa vekiliydi
Davet eder, her seferinde gelirdim
Kızıyla dans ederdik
Ondan çok hoşlanırdım
Konu dönüp dolaşıp siyasete gelince
"Kadın erkek eşitliği" derdim Dimitrina
"Seçim hakkı, seçilme hakkı"
"Kadınların her türlü özgürlüğü olmalı."
Dimitrina da "Bu Avrupa'da bile yok ki Mustafa?
"Türkiye'de ne zaman olur?"
"Çok yakında." derdim Dimitrina
Hem de çok yakında...
Kadınlar yeniden doğuracaklar kendilerini."