Ahmet Kaya
Şafak Türküsü
[Giriş]
Beni burada arama, arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma

[Nakarat]
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama

Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama

[1. Bölüm]
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice

Ah verebilseydim keşke
Yüreği avucunda koşan her bir anneye
Tepeden tırnağa oğla
Ve kıza kesmiş bir ülkeyi armağan
Düşlerimle sınırsız, diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca açılıverdi yanağında tomurcuk
Pir Sultan'ı düşün anne, Şeyh Bedrettin'ni, Börklüce'yi
İnsanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan
Mutlu bir Yusufcuk havalansın

[Geçiş]
Beni burada arama, arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma

[Nakarat]
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama

Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparım anne, ağlama

[2. Bölüm]
Yani benim güzel annem
Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet giderken darağacına
Geride, masa üstünde boynu bükük kaldı kağıt kalem
Bağışla beni güzel annem
Oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp koklayacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda
Yaşamak ağrısı asıldı boynuma
Oysa türkü tadında yaşamak isterdim

Ölmek ne garip şey anne
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı
Sedef katmal bir kutu içinde vermek isterdim çocukların eline
Sonra, sonra benim güzel annem
Damdan düşer gibi vurulmak isterdim bir kıza
Gecenin kıyısında durmuşum kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum
Koşun çocuklar koşun sabah üstüme üstüme geliyor

Kısacası güzel annem
Bir şişeyi dürürken ürpermek yok
Gülmek, umut etmek, özlemek
Ya da mektup beklemek gözleri yatırıp ıraklara
Ölmek ne garip şey anne
Artık duvarları kanatırcasına tırnağımla
Şaşkın mutlu şiirler yazamayacağım
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamı'cam
Baba olamı'cam örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne
Ölmek ne garip şey anne
Uçurumlar ki sende büyür
Dağlar ki sende göçer
Ben bayrak derim, çiçek derim
Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim
Gül yanaklı çocuğa benzer
Yine de oğlunu yitirmek kim bilir ne garip şey anne
Her kavgada ölen benim
Bayrak tutan çarpışan
Her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni
Özlem benim, kavga benim, aşk benim
Bekle beni anne
Bir sabah çıkagelirim
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını
Adı başka sesi başka
Nice yaşıtım koynunda çiçekler
Çiçekler içinde bir ülke getirirler