Teoman
​artık aşık olamayan
[Teoman]
Bir ateş yanardı
Herkesi yakan içimde
Azgınlaşırdım o zamanlar
Kan kokusuna
Gürültü sesine
Ve kadınların parfümlerine

Bir kamikaze gibi
Dünyaya dalış yapandım
O kızgınlıkla
Her şeyi yok etmeye

Beni boğan melankolimi
Boynumdaki levhaya asıp
Narsizmimin yanına
Güzel dursunlar diye yan yana

Boğuştum kendimi bildim bileli olan
Haksızlığa uğramışlık hissiyle, çocukluktan
Hiçbir zaman geçmeyecek olan
Ne yapsam da

Boyun tüyleri dikilmiş bir kediydim
Kendimi bildim bileli
Yapacak hiçbir şey yoktu
Yaradılışım böyleydi
Cevap yapıştırırdım sadece
Dünyaya, her şeye, herkese
Ve kendimin şeytanlarına
Üstümden, başımdan
Pervasızlık akardı
Cüret akardı her yanımdan
İnsanlara uzaktım, iyiydi böylesi
Öyle nefes alabilirdim ancak
Ve o yüzden gördüm her şeyi
Kapkaraydı hepimizin yürekleri

Sadece koynundaydım kadınların
İç içe geçtiğimiz anlarda
Emerdik birbirimizin kanını
Bulanmıştım doğarak çamura
Ve daha da bulanacaktım
Ölene dek
Anlamıştım henüz 9 yaşımda
Başıbozuk ruhlar daha da çürük artık, görüyorum
Benim gibi olanlar yani
Hasarlı doğmuşlar
Yazıktı onlara
Onlara da bela olmuştur kesin
Kim bilir kimdir o insanlar
Bir noktasında dünyaya hapsolmuş
Acı çekiyorlardır ve çekeceklerdir
Son nefeslerine kadar
Ama bir de fark var
Artık o kişi de değilim, başkalaştım
Susuyorum çoğu zaman
Zaten artık hep kekeliyorum
Soluğum çoktan kesilmiş
Oysa her şey
Sanki
Sanki daha dünmüş gibi
Dürtüp duruyor beni
İçimde, hiç geçmeyen
O tanıdık o sevmediğim hâl
Bilsem nedenini
Çözerdim belki
Konu da kapanırdı

Ben kendimi yaratırken, gençken
Öfke patlamalarımdan bana sızan
Korkusu iliklerime işleyen
Bir şeyler dürterdi beni
Yine de yaşıyordum ölümsüzmüşüm gibi

Şu an bakıyorum da dünyaya, insanlara
Bunca zaman sonra
Umurumda değiller aslında
Uzun zamandır
Belki de hiçbir zaman değillerdi
Sadece benim gibi yaşamışlar
Yaşıyorlar işte
Yaşayacaklar da
Boşuna
Kıskanır mı hiç insan kendi geçmişini, gençliğini
Saçma olduğunu bilerek
Mazisini çiğneyip tükürerek
İltihabı akar mı içimize daha da
Bizden öncekilere olduğu gibi
Ne kadar uzun yaşarsak
O kadar çok

[Gonca Vuslateri]
Bir anıya sıkışmış kalmışım seninle
Yağmur damlaları altında yüzüyoruz
Kabarmış gözeneklerimi fark ediyorsun
Öpüyorsun onları uzun uzun

Dalgalar aşıyor başlarımızı
Ağzımızda tuzlu suyun tadı
Aklımı başımdan almıştın
Bakmıştım sana o gün
Ve görmüştüm
Çoktan ölü gözlerini

Öfken ve bir tür hınç
O ölü gözlerindeki hüzne yakışmayan
Bir sakatlık sezmiştim hemen
Şefkatsizdin
Yine de aşık oldum sana

Ve sonraları delirmiştim kıskançlıktan
Arzuyu gördüğümde
Başka kadınlara
O ölü gözlerindeki

Korkuyu da görmüştüm bir de sende olan
Nefes alan, almayan her şeye karşı
Ait değildin hiçbir zaman
Hiçbir yere, hiç kimseye
Bir yabancıydın
İyilik ve kötülüğün ötesinde
Tehlike sezerdin mutluluk ihtimalinden bile

Ve uzaklaşamadın
Ölümden ve ölümünün fikrinden
Trajedin buradaydı
Cesur taklidi yapan bir korkaktın

Zor olmalı bu diye düşünmüştüm
Anlamı olsun diye yaşamış olmanın
Çabalıyorsun sanmıştım seni
Ama o yaralı mizacını yenemezdin hiçbir şeyle
Ve yenemedin zaten
Hiçbir şeye saygın yoktu senin
İnsanlara da kendine de

Sen kesici maddesin
Kendini kes sadece, keseceksen
Yaklaşma insanlara

[Teoman]
Hatırlamak istemiyorum artık
Hiçbir detayı, hiçbir şeyi
Unutacağım ancak o zaman her şeyi
Dursa beynim
Havaya karışsa
Acısı yok olsa düşünmenin
Bitmek bilmeyen

İstemiyorum
Çürümek de, erimek de
Ve aceleciyim
Benim gibi olan herkes gibi
Savaşan kaygılarıyla
Kusurlarıyla
Kalbinden sızan
Kan öbeklerinde boğulan
Ve ölen
Her ölen insanın ardından

Sonunda olacağım şeyden korkuyorum
Hızla geçen zamanın
Rüzgârından donuyorum
Müziğim bitti çoktan, sözcüklerim de tükeniyor
İşte o zaman lanet olsun zaman nehrine

Seninle konuşmak iyi gelir sanmıştım
İyi gelmedi

Ben yalnız bir adam
Artık genç olmayan
Artık aşık da olamayan