[Bölüm 1]
O gözlüklerinin arkasından bakıp n'için ağlıyorsun?
"Nerde o eski İstanbul, nerde o eski İstanbul?" diye hayıflanıyorsun
Vallahi zor iş, çok zor iş, bu doğup büyüdüğün şehirde
Böyle dımdızlak bir yabancı gibi kalmak
Bir tabureye tüneyip akşamları kadehlerde boğulmak
Lakerda kokmuyor artık İstanbul şehri
Paskalya yumurtası bile yok, şart mı ki?
O eski bostanlar ağzına kadar blok apartman şimdi
Seninse dikili ağacın bile yok
Kaçırılan bir trenin ardından koşup
Ardından koşup yetişmeye takatin yok
Bir yeni sahibi var artık bu şehrin anlasana
Kimselerden korkusu yok
[Nakarat]
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
[Köprü]
Kıro, keko, hırbo, zonta, maganda
Kıro, keko, hırbo, zonta, maganda
Kıro, keko, hırbo, zonta, maganda
Kıro, keko, hırbo, zonta, maganda
[Geçiş]
Ah, ah, ner'de o eski İstanbul
O eski Kalamış, o Boğaz, ah o güzelim sahiller
Vallahi haklısın azizim
Halk sahilleri doldurdu, vatandaş denize giremiyor
Kültürsüzlük canım n'olacak bir sürü köylü işte
Pes be adam, burası İstanbul, burdan başka İstanbul yok
Kızım koş sular geldi sular gözünüz aydın ayol
Kes lan
[Bölüm 2]
Sen ülkedeki halkım, savaştaki askerim
Ekinim ve ekmeğimsin, sen üretenimsin
Birisi söylemişti hatta bir zamanlar, sen efendimsin
Ve bu Bizans eskisi şehir
Ve bu Bizans eskileri utansın kendi kimliksizliklerinden
Siz uğruna neler çektiklerimiz
Bana göre vallahi hoş geldiniz
[Nakarat]
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Duvara astığın o çorapların sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi