Hidra
Gece Yarısı Ekspresi
[Verse 1: Hidra]
Anlamlar hep yalın hep aynı basmakalıp
Elindekine sarıl, sorma, Kim seninle kalır?
Olmadan da yarın, yarını görebilen bir hastayım
Ya sabır, sabır nereye kadar?
Kimden alır gücü zavallı benliğin ?
Suretinle hangi cadde tanır seni?
İzmaritler yarım, dene ve yanıl
Bitti karın ağrıların, sandığında daha acısı yerini alır
Unut neydi adın, unut, kimdi sevdiğin ilk kadın?
Bitsin diye beklediğin çocukluğunu ara
Tatmin olmamak duygusu içte oluşturdu, yara
Tembel hayvanlara döndük, bunun sorumlusu para
Çünkü kurtarıyor seni, biraz yorulduğun zaman
Konuştuğum yalanların tövbesindeyim
Hiçliğin gölgesindeyim benmişim unuttuğum adam
Silik hafızalar geçmişini bir hikaye yapar
Onu anlatır durur kendine, somurttuğu kadar
Hayalinin dibindeyken ayakların kayar
Ne şöhrettir artık istediğin, ne alımlı bir bayan
Gösterişli hayatlarla tutmuyor ki mayan
Bırak dayan, belki karanlıktır ışıkları yayan
Lambaları kapat, kesin kararlardan uzak dur
Dönülmeyecek bir söz verme yoksa mesele uzar
Sonra onca seneni verdiğin bir amaç yüzüne kusar
Hayat hep arkandan konuşur ama gelir yüzüne susar
Anlatamam derin tuhaf mevzular
Vukuat benim
Bu kuantum fiziği gibi, zaman içimde erir
Büker saatleri takvimleri gerçek olanı verir
“Gerçek acı” denir. Bu doğru Ey acı; Gel de kovala beni!
Kaçtığım ne var? Tevazu aldığım selam
Zamansız aldanılmalarla doğar, yazdığım kelam
Esası yok bu bilim-kurgu filmi sandığım bir şey
Hayatım yazdığım bi' şarkı ölüme aldığım nişan
Büyük kaygılarım var geçmişin aynalarından
İzledim bu ben miyim? diğerlerinin aynılarından?
Ey hayat, ayrılalım başka yerde karşılaşırsak?
Bu defa yüzünü çevir Fatih Uslu saygılarımla
[Verse 2: Red]
Sana ne yaptığımdan bahsedeyim geçen zamanda
Zamanın geçmediğini anladım lan! Ölen, giden biziz
Ölümü unuttukça bu dünyada önemli derdimiz
Şansa giderken bi' veda ettim, döner mi dersiniz?
Soluk mavi noktanın küçük ve soğuk bir şehrinde
İçim ne yangınlar gördü… Bi' yandım bi' söndüm
Bütün gücümü kaybettiğimi düşünsem de ayaktayım
Ne mutsuz göründüm moruk ne yolumdan döndüm
Kulaklığıma sızan gece karanlık ve puslu
Beden kiralık bi' kostüm zaman kısa dostum
Konuştukça anladığını sandım ama sustum
Sen olmadan özgür olmak müebbet mapusluk!
Birikmişti içim dışım siyah siyah kustum
Yalan, dolan suratlara birer birer küstüm
Rüzgar olup kendi içime serin serin estim
Sayfalarca yazardım da bi' cümleyle kestim
Önüme çıkan bütün yokuşlarda “nasip” dedim, yürü
Gönlüm ateşlerde, Git, dokunma asitlerin çürür
Yüzeysel bi’ ezber için fazla sevdim seni
İyi ki hayatımda yoksun artık basitlerin gülü
Kafamdaki parıltılar söndü derinden
Bıktım insanların bütün kısır döngülerinden
Gerçek algılarından, sahte övgülerinden
Geriye umut kaldı ben çıkınca özgüvenimden
Yolum senin seçmen için fazla engebeli moruk
İşte tam da bu yüzden bi' zaman sendeledim
Şimdi, gel gelelim, ben zamanla dengeledim
Benim yıllar önce başardığımı şimdi, sen denedin
Sen caka sattın bense dişlerimi sıktım
Yürüdüğüm bu yollardaki duvarları yıktım
Bi çok kişinin hayatında merkezden çıktım
Artık hiç bir sikime yaramayan herkesten bıktım