Jim Croce
Time in a Bottle (Türkçe Çevirisi)
[Giriş]

[Bölüm 1]

Zamanı bir şişede saklayabilseydim eğer
(If I could save time in a bottle)

Yapmak isteyeceğim ilk şey
(The first thing that I'd like to do)

Her geçen günü orada biriktirmek olurdu
(Is to save every day)

Sonsuzluk geçip gidene kadar
('Til eternity passes away)

Sadece seninle geçirmek için o günleri...
(Just to spend them with you)

[Bölüm 2]

Günlerin sonsuza dek sürmesini sağlayabilseydim eğer
(If I could make days last forever)

Eğer ki kelimeler, dilekleri gerçekleştirebilseydi;
(If words could make wishes come true)
Her geçen günü bir hazineymiş gibi biriktirirdim ve sonra
(I'd save every day like a treasure and then

Yine de, onları seninle geçirirdim...
(Again, I would spend them with you)

[Nakarat]

Ama yeterli zaman asla yokmuş gibi görünüyor;
(But there never seems to be enough time)

İstediklerini yapmak için
(To do the things you want to do)

Sen onları bulduktan sonra
(Once you find them)

Anlayabilecek kadar etrafıma baktım;
(I've looked around enough to know)

İstediğim kişinin sen olduğunu
(That you're the one I want to go)

Zamanımı beraber geçirmek için
(Through time with)
[Bölüm 3]

Sadece dileklerim için bir kutum olsaydı eğer
(If I had a box just for wishes)

Ve hiç gerçekleşmemiş hayallerim de olsaydı;
(And dreams that had never come true)

Kutu bomboş olurdu
(The box would be empty)

Hatıralar hariç
(Except for the memory)

Senin tarafından nasıl cevap verildiğine dair olan...
(Of how they were answered by you)

[Nakarat]

Ama yeterli zaman asla yokmuş gibi görünüyor;
(But there never seems to be enough time)

İstediklerini yapmak için
(To do the things you want to do)

Sen onları bulduktan sonra
(Once you find them)
Anlayabilecek kadar etrafıma baktım;
(I've looked around enough to know)

İstediğim kişinin sen olduğunu
(That you're the one I want to go)

Zamanımı beraber geçirmek için
(Through time with)

[Çıkış]

Not: For Enzo