Yavuz Bingöl
Ayrılığın Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında...
Gecenin avutulmamış ben

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun

"Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine
Sezebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu
Ara sıra biliyorsun
Şimdi iyi niyetlerimi bir bir
Yargılayıp asıyorum
Bu son olsun, son olsun."

Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
İşi gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında gecenin
Hiç uyumamış ben
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç
Boynun kolyesi olsun
Bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun

"Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek ve
Yitirmeden yüzündeki anlık
Tebessümü
Bütün saatleri öylece
Dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun
Artık sigarayı üç pakete
Çıkarttım günde
Olsun gözüm olsun
Ne olacaksa olsun..."