90 BPM
Tekdüze
["Tekdüze" ft. Ağaçkakan için şarkı sözleri]

[Nakarat: Ağaçkakan]
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Ge-Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Tek-Tek-Tekdüze

[Verse 1: Sorgu]
90'da duvarlara baskı uygulayarak çık dışarı
Suratında kan kontrastı
Zaman çok tuhafsın, nefes son bi' tur atsın
İhtiraslı memlekette dirsek teması
Yaşamak belası, yok şikayet velhasıl
Tüm gözler üstümde, şehrin en son kurası
Çocuk her geciken ambulansın bedduası
İtirazı bi' tek kendin duyarsın
Mecburen uyarsın bu sahte ortaklara
Korkaklar eker tohum sonbaharsız topraklara
Karınca kararınca toplanıp kavara
Bi' gün olursa muhabbet makara muhakkak ara
Şimdi yarattığın vandaldan orgazmına kin var─
Da içine bıraktığın zindan
Kalk içine verip duvarın en serin yerini
Düşerim her gideni kâr payından (Kâr payından)
[Nakarat: Ağaçkakan]
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze (Tekdüze)
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Tek-Tek-Tekdüze

[Verse 2: Ağaçkakan]
Sanki gece ancak cebimdekini alır, aklımdakini değil
Masadakine dokunma, kendi içine devir
Git'ceksen şayet yıkıl, üsturuplu git
Güneş batıp çukur yakın; tupturuncu dip
90 BPM'li adımlarım ritmi kaçırsa da
Katlim vacipken namüsait olsam
Desem ki "Unuttum noksan santim"
Bu benim özenle yetiştirdiğim vefalı kuruntum sanki
Değilse bile ki öyle büyük mesele
Kifayetsiz "hergele" denir bu jungle'da gezene
Geçen kışki monttan mangırla peçete kaçır
Yangından cereme, yazık aklımdan geçene, prost!
Sana efsunlu sabahlar getirdim, sabahlar ki bulutlar bronz
İçimdeki denizin adına kodumun siroz
Fayans albino, yerdeyim, stop (Stop)

[Nakarat: Ağaçkakan]
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Ge-Ge-Gelen gelir, giden gider tekdüze
Tek-Tek-Tekdüze
[Skit: Radyo spikeri]
Peki birkaç gecedir şehirde dolanmaya başladığı söylenen şu arabalar gerçekten var mı?
Yoksa birkaç hayalperest uykusuzun uydurduğu bir palavra mı? Radyoda şarkılar çalıyor, canlı yayınlar hiç olmadığı kadar evham yüklü
Söylentilerin aslı nedir? Gerçeğin sınırlarını kim bu kadar genişletti? Önce siren sesleri başlıyor, ambulans şehrin boğazına saplanan bir hançere dönüşüyor
Hiç doğmamışların öfkesi bulaşıyor, cinnete meyilli, herkese
Şehir çatırdamaya başlıyor, hafızasını kaybetmekte ısrarcı
"Yolunu izini kaybetmiş biri bula bula burayı bulmuş" di'cekler
Seneler sonra bunları anlatacaklar
Radyoda şarkılar çalıyor
Tüm bunların ortasında bir radyo şehre unutmamayı öğretiyor