[Muasır]
Günde 24'ün gökyüzünde dürbün
Ruhum tek vakanın eşiğinde sade ayrı döngü
Gözlerini aç bak yüzüme bir fısıltı kulağımda
Nesimi'den tam kalbime
Ya da söyle fütursuzca yaratmıştı her bir yükü
İnsanoğlu bazen beyaz şevkli doğan koyun türü
Sanki parantezler açıp kapatmanın marifetini
Bizden önce keşfedenler ayrı düzende ayrı kefil
Kefilim çünkü darısı başınayla büyütüldüm
Emeklerimi hor görenler tüketildi
Bir uzantım koptu ama sanat için defnedildim
Beden adezyondu kurumayan yaş düğünü
Yapışkan tabirden sıfatını korumaktı
Amaç ıssız kalanlarla gökyüzüne sunmaktı
Ve not defterim belirdi yandı sayfalarca
Uyandığımda hayret ettim güneş parlar onsuzda
[Nakarat] x2
Bekle düşünme dünyalar senle dönmese
Her gün tekrar sadığı hiç olmasaydın!
[Ağaçkakan]
O kadar bağırdım ki, artık dinlemem gerek
Mühim değil ki şarkı sözlerini ezberden söylemek
Benim adımı nöbet defterine italik yaz
Dikildim bütün gece, güneş doğsa fena olmaz
Bende vicdan eğreti
Bu hançer çürük fildişi
Berhudar olursam kaburgasına denk gelir
Biter işi, mesaisi
Halet-i ruhiyemden okunmaz pişmanlığın bilinmeyen esamesi
Tamam
Tebdil-i mekan
Yerime bakacak biri olsa bir dakika dahi durmam
Hafızam darmadağın, hatırlıyorum utanmadan
İtiraf ediyorum ihaneti palavradan
Bu gelgitin ihlali körfezin düğümlerinde çözüldü
Müsade ver, bi' deniz buldum köpürdü
Karayı terk ederken limanı bağlamıştım boynuma
Hem halat, hem de aidiyetim çözüldü
[Nakarat] x2
Bekle düşünme dünyalar senle dönmese
Her gün tekrar sadığı hiç olmasaydın!